Güç yozlaştırır, mutlak güç kesin yozlaştırır diyorsanız tam size göre bir dizi incelemesiyle geldik. Karşınızda süper kahramanların “gerçek hayatta” olsalar nasıl olacaklarını gözler önüne seren The Boys, gelin bu başarılı diziye daha yakından bakalım: The Boys İnceleme: Temeli Neye Dayanıyor?
The Boys İnceleme: Anti Avengers?
Marvel ve DC evrenlerinden gördüğümüz mutlak iyi süper kahraman konsepti yıllar içinde bayatlamaya yüz tuttu. Avengers ve Justice League benzeri takımlar bembeyaz olurken karşılarındaki düşmanları ise Dünya’yı ele geçirmeye çalışan saf kötü karakterler olarak karşımıza çıkıyordu.
Beyinleri yıkanmadığı veya kontrolü kaybetmedikleri durumlarda ne Superman ne de Captain America gibi karakterlerin cinayet işlemesini bekleyemeyiz.
The Boys Karakterleri Nasıl Üretiliyor?
Fakat Superman’in gerçek hayatta bir yansıması olsa, bu karakter muhtemelen The Boys’un başrolü Homelander’a daha çok benzerdi. Konuyu anlayabilmek adına daha geriye gitmemiz gerekiyor, İkinci Dünya savaşı sırasında “süper asker” yaratmak amacıyla bilim adamı Vought, bir kür icat ediyor.
Bu kür sayesinde insanlara süper güçler verebiliyor, ve çeşitli özelliklere kavuşmalarını sağlıyor. Fakat Dünya’nın geri kalanı bundan habersiz, süper kahramanların nasıl meydana geldiğini hiç bilmiyor. Vought daha sonra bir şirket kuruyor ve bu yapılanma onun ölümünden sonra da devam ediyor.
The Boys Seven Ekibi
Süper kahramanlar bir pazarlama aracı; filmleri, oyuncakları, posterleri ile her yerde olmaya başlıyor. En popüler süper kahraman ekibi ise “7’nin Şafağı” olarak anılan, başında Superman’in bu evrendeki yansıması olan Homelander’ın bulunduğu grup.
Homelander’ı oynayan aktör Antony Starr, karakter için “sadist” ifadesini kullanıyor. Çizgi roman uyarlaması dizi temelde Homelander ve süper kahraman karşıtı olan Boys ekibi arasındaki mücadeleyi ele alıyor.
Fakat bu dengelerin tamamı zaman içinde birbirine giriyor ve 3. sezon finali ile beraber bambaşka bir boyuta ulaşıyor.
Soldier Boy Kimdir?
Ayrıca son sezonda yer alan Soldier Boy karakterine de spoiler vermeden değinmezsek olmaz. Kendisi Homelander’ın Soğuk Savaş dönemindeki “ayakları yere daha sağlam basan” versiyonu. Ayrıca Captain America’nın bu evrendeki versiyonu diyebiliriz. Uyuşturucu ve alkol bağımlılıklarının yanı sıra “mutlak gücün” getirdiği yalnızlık ve yalnızlık sonucu meydana gelen psikolojik hasarlarla mücadele içerisinde.
Yine de bu durum onu kendi ekibi tarafından sevilmeyen biri yapıyor, tıpkı Homelander gibi.
Bu karakterlerin bu denli güçlü olması ve sınırlarının bulanık olmasını şu şekilde açıklayabiliriz.
Bir bölümde Homelander ekip arkadaşlarından bir tanesi tarafından ifşa edilmekle tehdit edilir, bu ifşa doğrultusunda insanların ona olan sevgisi sonlanacak ve gerçekte nasıl biri olduğunu göreceklerdir. Bu tehdit karşısında Homelander “Hiç durma; insanların bana olan sevgisini benden al, kaybedecek bir şeyim kalmasın ki rahat hareket edebileyim. Muhtemelen önce saatler içinde New York’u haritadan silerim.” minvalinde bir açıklamada bulunuyor.
The Boys’u bu noktada özetlerken süper kahramanların gerçek hayata yansıması denmesi tam olarak bu nedenden olsa gerek.
Amazon bu uyarlamayı planlarken bu tarz bir geri dönüş bekledi mi bilinmez fakat The Boys devam eden diziler arasında en iyilerden biri olarak anılıyor.
Güncel teknoloji haberlerine anında ulaşabilmek için bizleri Twitter, Instagram ve Telegram üzerinden takip etmeyi unutmayın!