Souls Oyunları Oynama Sırası Nasıl Olmalı? Kronolojik Sıra

Can Emre
4 okuma süresi.

Souls serisi, zorluğu ve kendine has atmosferi ile bilinen bir oyun türü. Ancak bu seriye başlamak isteyenler için doğru oyunu seçmek oldukça kritik. Aksi takdirde, yanlış bir başlangıç ile bu oyunlardan hızla soğuyabilirsiniz. İşte Souls serisine başlamak için önerdiğim oynama sırası ve nedenleri. Souls oyunları oynama sırası nasıl?

Souls Oyunları Oynama Sırası

1. Demon’s Souls (2020)

Souls Serisine Yumuşak Bir Giriş

Seriye başlamak için en iyi oyun, 2020 yılında PlayStation 5’e özel olarak yeniden yapılan Demon’s Souls. 2009 yılında çıkan orijinal oyunun birebir yeniden yapımı olan bu oyun, Souls türünü başlatan eser olarak kabul edilir. Oyun mekanikleri yeni oyuncular için daha erişilebilir ve yavaş tempolu olması, bu türle ilk kez tanışanlar için ideal bir başlangıç sağlar. Bu yavaş tempo, rakiplerin hareket kalıplarını öğrenmenize ve oyundaki silah ve büyü kullanımını kavramanıza yardımcı olur.

2. Dark Souls 2

Yeni Başlayanlar İçin İdeal İkinci Adım

Souls serisine adım attıktan sonra, sıradaki oyunun Dark Souls 2 olmasını öneririm. Her ne kadar Dark Souls Remastered serinin ilk oyunu olsa da, Dark Souls 2 daha fazla boss savaşına sahip ve genel olarak yeni oyuncular için daha uygun bir zorluk seviyesine sahip. Patronların çoğu nispeten kolaydır, bu da oyuncuları cesaretlendirir ve onları serinin zorluklarına hazırlar. Bu nedenle, Dark Souls 2, Demon’s Souls sonrasında ikinci adım olarak önerilir.

3. Dark Souls Remastered

Serinin Temellerine Dönüş

Souls serisinde ilerlerken sıradaki oyununuz Dark Souls Remastered olmalı. Bu oyun, Demon’s Souls’un mekaniklerini geliştirerek daha kapsamlı bir deneyim sunar. Oyunun temposu, Demon’s Souls’a benzer, bu da yeni büyüler ve silahlarla daha gelişmiş bir oyun deneyimi sunar. Ancak, oyunun başlangıcında hızlı seyahat özelliği bulunmadığı için, haritayı daha dikkatli keşfetmeniz gerekecek.

4. Dark Souls 3

Serinin Hızlanmaya Başladığı Nokta

Dark Souls 3, serideki diğer oyunlara göre daha hızlı bir tempoya sahip. Bu nedenle, seride biraz deneyim kazandıktan sonra oynamanız daha mantıklı olacaktır. Oyunun temposu, önceki oyunlardan çok daha hızlıdır ve bu, yeni oyuncular için zorlayıcı olabilir. Ancak, bu hızlı tempoya alıştıktan sonra, serinin geri kalanındaki daha yavaş oyunlar size zor gelmeyecektir.

5. Bloodborne

Hızlı ve Aksiyon Dolu Bir Deneyim

Souls serisinin yapısından biraz farklı olan Bloodborne, hız ve aksiyona odaklanan bir oyun. Kalkan yerine hızlı kaçışlar ve silah savuşturmalarına dayalı mekanikleri ile tanınır. Bloodborne, Dark Souls 3’ten sonra oynanması gereken bir oyun çünkü oyunun temposu oldukça yüksektir ve bu da zorluk seviyesini artırır. Ancak, önceki oyunlarda kazandığınız tecrübelerle bu zorluğun üstesinden gelmek daha kolay olacaktır.

6. Sekiro: Shadows Die Twice

Souls Serisinin En Zorlayıcı Deneyimi

Sekiro, serinin diğer oyunlarından oldukça farklı bir yapıya sahip. Oyun, hızlı dövüş mekanikleri ve savuşturma sistemi ile bilinir. Bu oyun, Souls serisine alıştıktan sonra oynanması gereken bir oyun çünkü mekanikleri oldukça farklıdır ve yüksek bir zorluk seviyesine sahiptir. Sekiro, serinin en zorlayıcı oyunlarından biri olarak kabul edilir.

7. Elden Ring

Souls Serisinin Zirvesi

From Software’in son oyunu olan Elden Ring, Souls serisindeki tüm oyunların en iyi özelliklerini bir araya getirir. Açık dünya yapısı, yeni düşmanlar ve özgün fikirlerle harmanlanmış bu oyun, serinin doruk noktası olarak kabul edilir. Elden Ring, oyuncuların becerilerini test edecek ve serideki en karmaşık ve zorlayıcı deneyimi sunacaktır.

Sonuç olarak, Souls serisine başlamak için önerdiğim bu sıralama, oyuncuların bu türün zorluklarına alışmasını ve oyunlardan en yüksek zevki almasını sağlar. Sizin favori Souls oyununuz hangisi? Yorumlarda bizimle paylaşmayı unutmayın!

Güncel teknoloji haberlerine anında ulaşabilmek için bizleri XInstagram ve Telegram  üzerinden takip etmeyi unutmayın!

Etiketler:
Bu yazıyı paylaş
Can Emre, çocukluk yıllarından beri motor sporları ile iç içe olan bir içerik yazarı ve editördür. Formula 1'in büyülü dünyasına ilk adımını 10 yaşındayken atmış ve o günden beri pistlerin heyecanını asla unutamamıştır. Kariyerine gazetecilik stajıyla başlayan Can Emre, tutkusunu mesleğe dönüştürmenin mutluluğunu yaşıyor. Yıllar boyunca çeşitli motor sporları platformlarında içerik üretmiş, röportajlar yapmış ve editörlük görevini üstlenmiştir. Yazılarında teknik analizler, tarihi bilgiler ve sürücü profilleri gibi birçok farklı unsura yer vererek okuyucularına keyifli ve bilgilendirici bir deneyim sunmayı amaçlıyor.
Bir Yorum Bırak