Dolandırıcılık teknolojinin de gelişmesiyle giderek arttı ve insanları dolandırmak artık çok daha kolay hale geldi. Öyle ki teknolojiden anlamayan insanlar dolandırıcı insanların bir numaralı avı haline gelmiş diyebiliriz. Fakat teknoloji henüz bu kadar gelişmeden de dolandırıcılık yapan insanlar vardı. 4 Ocak 1890 tarihinde dünyaya gelmiş olan Kont Victor Lustig de bunlardan biriydi. Paris’in sembolü olan Eyfel Kulesi’ni insanlara satan bu adamı gelin hep birlikte inceleyelim. Eyfel Kulesini satan adam, Kont Victor Lustig kimdir?
Eyfel Kulesini Satan Adam Kim?
Asıl adı Robert Victor Miller Olan Victor Lustig Çek Cumhuriyeti sınırları içinde yer alan Bohemya’da dünyaya gelmişti. Babası yaşadığı küçük kasabanın belediye başkanı olan orta gelirli bir aile sahibiydi. Lise eğitimini bitirdikten sonra babası Victor’u Paris’e üniversite okumaya yolladı. Victor’un zeki bir çocuk olduğu belliydi ki Paris’e geldiğinden 1 yıl sonra anadili çekçe dışında İngilizce, Almanca, Fransızca ve İtalyancayı son derece akıcı konuşabiliyordu. Fakat asıl yetenekli olduğu konu pokerdi ve daha fazla üniversiteye gitme niyeti yoktu. Victor’un ilk kurbanları Fransa-ABD arasında gemi seyehati yapan zenginlerdi. Onlarla poker oynuyor ve el çabukluğu yeteneği ile çok yüklü paralar kazanarak geri dönüyordu. 1. Dünya savaşının da etkisiyle Victor güvenliği için Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşti.
Kont Victor Lustig ve Dolandırıcılıkları
Amerika’da kaldığı süre boyunca da boş durmadı ve insanları dolandırmaya devam etti. Peki Victor hiç mi yakalanmadı? Elbette yakalandı. 1992 yılında Missouri’de banka ipoteğindeki harap edilmiş bir çiftlik satışı içinde American Savings Bank’ı dolandırdığı için tutuklandı. Victor banka görevlilerine çiftlik için 22.000 dolar ve 10.000 dolar değerinde çek imzalamış fakat imza attıktan sonra yine el çabukluğu ile bu zarfları boş zarflar ile değiştirmiş. Ama yakalandıktan sonra Kansas polisini ‘’banka yetkililerinin bir yanlışlık yaptığına’’ ikna etmeyi başarmış. Yetkililer de bu adamın başlarına bela olacağını düşünerek cebine 1000 dolar koyup başlarından savmıştır.
Victor elbette dolandırıcılık kariyerine ara vermedi. Amerika’dan Kanada’ya geçerek dolandırıcılık kariyerini burada da sürdürdü.
Eyfel Kulesi’ni satma öyküsü, Victor’un 1925 yılında bir gazetede okuduğu haber ile başladı. Haberde kulenin bakımının çok pahalıya mal olduğu için sökülmesi gerektiği ile ilgili bir yazı okumuştu. Haberi okur okumaz Victor’un aklına bir fikir gelmişti. Eyfel kulesini açgözlü ama saf bir işadamına hurda olarak satacaktı. Bu işi başarmak için Amerika’dan birlikte geldiği suç ortağı Daniel Collins ile birlikte Paris’e geldi ve en pahalı otel dairesini kiraladılar. Kendisini Fransız Bayındırlık Bakanlığı görevlisi olarak tanıttığı ve Eyfel Kulesi’ne teklif vermelerini istediği bir mektubu Paris’in tanınmış hurda tüccarlarına gönderdi.
Beş işadamı daveti kabul edip otele geldiğinde konuşulacakların gizli tutulması için yemin ettirmiş, sonrasında Eyfel Kulesi’nin yıkılıp sökülmesi gerekeceğini söylemiş. Bir hafta içinde teklifler verildi ve Victor, hurda tüccarı Andre Poisson’un teklifini kabul etti. Anlaşma yapıldı ve iş için kaparo olarak banka çeki verildi. Usta dolandırıcılar tüccarların şüphesini sıfıra indirmek amacıyla da yetkililere rüşvet vermeleri gerektiğini söylediler. Nakit olarak verilen rüşvetten sonra hurdacının içinde hiç kuşku kalmadı. Lustig ve Collins, parayı aldıktan sonra 24 saat içinde ülkeyi terk ettiler. Fakat sahtekarlıklarının ardından gelmesi gereken gürültü hala gelmemişti. Hurdacı, itibarının düşmemesi için dolandırıldığını polise bildirmemişti.
İki sahtekar bunun üzerine Paris’e geri döndüler ve aynı oyunu birebir tekrarlayıp Eyfel Kulesi’ni ikinci kez bir hurdacıysa sattılar. Bu sefer dolandırılan işadamı polise başvurdu ve iki dolandırıcının afişleri Avrupa’nın her yanına dağıtıldı. Avrupa’da her yerde aranan ikili selameti tekrar Amerika’ya gitmekte buldu.
Victor’un kariyeri ise Amerika’da dolandırıcılık yapmaya devam ederken son buldu. Polisin yakaladığı Victor Lustig 5 Aralık 1935’te yargıç karşısında 15 yıl hapis cezası aldı. 11 Mart 1947’de 57 yaşında iken beyin tümöründen öldüğünde, ölüm belgesindeki meslek hanesine ‘’pazarlamacı’2 yazıldı.
Güncel teknoloji haberlerine anında ulaşabilmek için bizleri Twitter, Instagram ve Telegram üzerinden takip etmeyi unutmayın!