DeepSeek V3: Kendini ChatGPT Sanan Yapay Zeka

Can Emre
3 okuma süresi.

Çinli yapay zeka girişimi DeepSeek, geçtiğimiz günlerde yeni yapay zeka modeli DeepSeek V3’ü duyurdu. Bu model, yazı yazma ve kodlama gibi metin tabanlı görevlerde etkileyici bir performans sergileyerek dikkatleri üzerine çekti. Ancak bu yapay zekayı farklı kılan asıl özellik, kendisini ChatGPT olarak tanıtması!

DeepSeek Nedir?

DeepSeek V3, büyük dil modelleri (LLM) üzerine inşa edilmiş ve OpenAI ile Meta’nın önde gelen yapay zeka modellerine rakip olacak şekilde tasarlanmış bir teknoloji. İlk test sonuçlarına göre oldukça başarılı bir performans sergileyen model, sorulduğunda OpenAI’nin GPT-4 modeli olduğunu iddia ediyor. Dahası, ChatGPT’nin API talimatlarını açıklıyor ve aynı esprileri yapabiliyor. Bu durum, modelin eğitim sürecinde kullanılan veri kaynaklarıyla ilgili bazı soru işaretlerini gündeme getiriyor.

Eğitim Verilerindeki “Kirlilik” Sorunu

Büyük dil modelleri, geniş çaplı veri kümeleri üzerinde eğitilerek dil kalıplarını öğreniyor. Ancak DeepSeek V3’ün eğitim verileri, şirket tarafından açıklanmadı. Modelin ChatGPT çıktılarıyla eğitilmiş olabileceği ihtimali ise güçlü bir açıklama olarak öne çıkıyor. Eğer böyle bir durum söz konusuysa, DeepSeek V3 muhtemelen ChatGPT’nin bazı yanıtlarını ezberlemiş ve bu nedenle kendini onunla özdeşleştiriyor.

Bu durum, “fotokopinin fotokopisi” gibi bilgi kaybına yol açabilir ve modellerin doğruluk oranını düşürebilir. Ayrıca, OpenAI’nin hizmet kullanım koşullarına aykırı olduğu gibi, yapay zekaların “halüsinasyon” üretme riskini de artırabilir.

Yapay Zeka Dünyasındaki Etik Sorunlar

OpenAI CEO’su Sam Altman, isim vermeden yaptığı bir açıklamada, bu tür uygulamalara gönderme yaparak şu ifadeleri kullandı:

“Çalıştığını bildiğiniz bir şeyi kopyalamak (göreceli olarak) kolaydır. Ancak işe yarayıp yaramayacağını bilmediğiniz yeni, riskli ve zor bir şey yapmak inanılmaz derecede zordur.”

Altman’ın bu açıklaması, yapay zeka modellerinin özgünlük ve kalite açısından gelecekte karşılaşabileceği zorluklara işaret ediyor. 2026 yılına kadar internet içeriklerinin %90’ının yapay zeka tarafından üretilmiş olacağı tahmin ediliyor. Bu, kaliteli veri bulmayı daha da zorlaştırarak modellerin performansını olumsuz etkileyebilir.

Yapay Zeka Geleceği için Önemli Bir Ders

DeepSeek V3’ün kendini ChatGPT olarak tanıtması, yapay zeka modellerinin eğitimi ve etik sınırları konusunda önemli soruları gündeme getiriyor. Teknoloji geliştikçe, modellerin daha özgün ve güvenilir sonuçlar verebilmesi için eğitim süreçlerinin daha şeffaf ve düzenlenmiş olması gerekiyor.

En yeni içeriklerden haberdar olmak için, Türkiye’nin web3, motor sporları, sinema ve oyun dünyasındaki yenilikçi medya platformu WebLejyon’u XInstagram ve TikTok’da takip edin!

Etiketler:
Bu yazıyı paylaş
2002 yılında Balıkesir’de dünyaya gelen Can Emre, çocukluk yıllarından itibaren motor sporlarına ve oyun dünyasına olan tutkusuyla tanınan bir isimdir. Henüz 10 yaşındayken televizyonda izlediği bir Formula 1 yarışı, onun için sadece bir sporun değil, aynı zamanda bir yaşam tarzının başlangıcı oldu. McLaren takımının cesur hamleleri ve pistlerdeki tarihi zaferleri, Can’ın gönlünde ayrı bir yer edindi. Formula 1 dünyasına olan ilgisi giderek bir tutkuya dönüştü ve bu tutku, kariyer planlarını şekillendiren önemli bir etken haline geldi.Can, eğitim hayatına Balıkesir’de başlayıp, lise yıllarının ardından İstanbul Üniversitesi’nde Yeni Medya bölümüne kabul edildi. Üniversite yılları, onun dijital dünyanın dinamiklerini daha iyi anlamasına ve medya sektöründe sağlam bir temel oluşturmasına olanak sağladı. Aynı zamanda akademik bilgilerini, motor sporları ve oyun içerikleri üretiminde uygulayarak kariyerinde yeni bir döneme adım attı.Gazetecilik stajıyla profesyonel hayata adım atan Can Emre, kısa sürede motor sporları ve dijital içerik üretimi konularında yetkin bir isim haline geldi. Çeşitli motor sporları platformlarında yazdığı makaleler ve analizlerle, takipçilerine hem teknik hem de eğlenceli bir bakış açısı sundu. Yarış analizleri, tarihi geri dönüşler, sürücü profilleri ve pist incelemeleri gibi geniş bir yelpazede içerik üreterek okuyucularının Formula 1’e olan ilgisini artırmayı başardı. Bunun yanı sıra motor sporlarına dair yaptığı röportajlar, sektördeki farklı sesleri duyurmayı ve bu dünyaya olan sevgisini daha da pekiştirdi.Can Emre, yazılarında yalnızca teknik analizlere değil, aynı zamanda bu sporun büyülü hikayelerine de yer veriyor. Özellikle Formula 1’in efsanevi yarışları, unutulmaz anları ve dramatik şampiyonlukları üzerine yaptığı araştırmalar, içeriklerine derinlik katıyor. McLaren hayranı olması, onun bu spora duyduğu tutkuyu daha da belirgin hale getiriyor. Takımın geçmiş zaferlerini ve bugünkü mücadelesini takip ederken, aynı zamanda gelecekteki başarılara dair umutlarını her fırsatta dile getiriyor.Can’ın tutkusu sadece pistlerle sınırlı değil. Oyun dünyası da onun vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Özellikle Witcher serisine olan ilgisi, hem hikâye anlatımı hem de oyun dünyasının büyüleyici atmosferine olan hayranlığını yansıtıyor. Boş zamanlarında kendini Witcher’ın karanlık ve etkileyici dünyasında bulmak, onun için bir hobi değil, adeta bir yaşam biçimi. Bu oyun, Can’ın hayal gücünü ve yaratıcılığını besleyen önemli bir kaynak haline gelmiş durumda.Motor sporları ve oyun dünyası hakkındaki derin bilgi birikimi, Can Emre’yi içerik üretiminde bir adım öne taşıyor. Hem profesyonel kariyerinde hem de kişisel hayatında tutkularını başarıyla birleştirerek, yazılarında okuyucularına hem bilgi hem de keyif sunmayı amaçlıyor.İstanbul Üniversitesi’ndeki eğitimiyle beraber dijital medya dünyasına olan ilgisini artıran Can, yeni platformlar keşfetmeye ve daha geniş kitlelere ulaşmaya devam ediyor. McLaren sevgisiyle Formula 1 dünyasında, Witcher tutkusu ile oyun dünyasında kendine özgü bir yer edinmiş olan Can Emre, genç yaşına rağmen bu iki alanda da etkileyici bir iz bırakmayı sürdürüyor. İlerleyen yıllarda, hem motor sporları hem de oyun dünyasında daha büyük projelere imza atması ve adından sıkça söz ettirmesi bekleniyor.
Bir Yorum Bırak