OpenAI GPT-5 Modeli Beklentileri Karşılayamıyor

Can Emre
2 okuma süresi.

Yeni bir rapor, OpenAI’ın bir sonraki büyük yapay zeka modeli olan GPT-5’in geliştirme sürecindeki sorunlara ve yüksek maliyetlere rağmen, beklenildiği kadar etkileyici olmadığını öne sürüyor. Kod adı “Orion” olan bu modelin 18 aydan uzun süredir geliştirilmekte olduğu belirtilirken, hem zaman hem de maliyet açısından ciddi zorluklarla karşılaşıldığı ifade ediliyor. GPT-5 Modeli neden bu durumda?

GPT-5 Modeli Gecikmeler ve Yüksek Maliyetler

The Wall Street Journal tarafından yayınlanan rapora göre, OpenAI, GPT-5’in geliştirilmesi için büyük veri kümeleri üzerinde en az iki büyük eğitim çalışması gerçekleştirdi. Ancak:

  • İlk eğitim çalışması beklenenden daha yavaş ilerledi.
  • Bu durum, ikinci çalışmanın hem zaman hem de maliyet açısından daha karmaşık hale gelmesine neden oldu.

Raporda, GPT-5’in bazı alanlarda daha iyi performans sergilediği, ancak sunduğu iyileştirmelerin mevcut maliyetleri haklı çıkaracak düzeyde olmadığı ifade ediliyor.

Veri Kaynakları ve Eğitim Süreci

OpenAI, GPT-5’in eğitim sürecinde sadece halka açık verilerle veya lisans anlaşmalarıyla sınırlı kalmıyor. Şirket ayrıca:

  • Kod yazma ve matematik problemleri çözme gibi görevlerde çalışan kişilerden faydalanıyor.
  • Sentetik veriler, OpenAI’ın başka bir modeli olan “o1” üzerinden üretilerek eğitimin bir parçası olarak kullanılıyor.

Buna rağmen, geliştirme sürecindeki gecikmeler ve modelin performansı, OpenAI’ı bu yıl “Orion” kod adlı bir modeli piyasaya sürmemeye yöneltti.

GPT-4 ile Karşılaştırma

GPT-5’in gecikmesi ve sınırlı gelişimi, OpenAI’ın GPT-4 sonrasında tanıttığı GPT-4o, o1 ve o3 modellerine odaklanmasına yol açtı. Bu modeller:

  • GPT-4’ün temel altyapısına dayanıyor.
  • Daha çok işlevsellik odaklı iyileştirmeler sunuyor.

Son dönemde yapay zeka alanında devrimsel yeniliklerden ziyade, mevcut teknolojilerin optimize edilmesine yönelik bir eğilim dikkat çekiyor.

OpenAI, yapay zeka alanında öncü bir şirket olarak görülse de, GPT-5’in geliştirilme süreci beklentileri karşılayamıyor. Gecikmeler ve yüksek maliyetler, şirketin bu modelle ilgili stratejilerini yeniden değerlendirmesine yol açmış gibi görünüyor. Yapay zeka alanındaki hızlı ilerleme, duraklama dönemine girmiş olabilir, ancak bu durum, gelecekteki devrimsel yenilikler için bir zemin hazırlıyor olabilir.

En yeni içeriklerden haberdar olmak için, Türkiye’nin web3, motor sporları, sinema ve oyun dünyasındaki yenilikçi medya platformu WebLejyon’u XInstagram ve TikTok’da takip edin!

Bu yazıyı paylaş
2002 yılında Balıkesir’de dünyaya gelen Can Emre, çocukluk yıllarından itibaren motor sporlarına ve oyun dünyasına olan tutkusuyla tanınan bir isimdir. Henüz 10 yaşındayken televizyonda izlediği bir Formula 1 yarışı, onun için sadece bir sporun değil, aynı zamanda bir yaşam tarzının başlangıcı oldu. McLaren takımının cesur hamleleri ve pistlerdeki tarihi zaferleri, Can’ın gönlünde ayrı bir yer edindi. Formula 1 dünyasına olan ilgisi giderek bir tutkuya dönüştü ve bu tutku, kariyer planlarını şekillendiren önemli bir etken haline geldi.Can, eğitim hayatına Balıkesir’de başlayıp, lise yıllarının ardından İstanbul Üniversitesi’nde Yeni Medya bölümüne kabul edildi. Üniversite yılları, onun dijital dünyanın dinamiklerini daha iyi anlamasına ve medya sektöründe sağlam bir temel oluşturmasına olanak sağladı. Aynı zamanda akademik bilgilerini, motor sporları ve oyun içerikleri üretiminde uygulayarak kariyerinde yeni bir döneme adım attı.Gazetecilik stajıyla profesyonel hayata adım atan Can Emre, kısa sürede motor sporları ve dijital içerik üretimi konularında yetkin bir isim haline geldi. Çeşitli motor sporları platformlarında yazdığı makaleler ve analizlerle, takipçilerine hem teknik hem de eğlenceli bir bakış açısı sundu. Yarış analizleri, tarihi geri dönüşler, sürücü profilleri ve pist incelemeleri gibi geniş bir yelpazede içerik üreterek okuyucularının Formula 1’e olan ilgisini artırmayı başardı. Bunun yanı sıra motor sporlarına dair yaptığı röportajlar, sektördeki farklı sesleri duyurmayı ve bu dünyaya olan sevgisini daha da pekiştirdi.Can Emre, yazılarında yalnızca teknik analizlere değil, aynı zamanda bu sporun büyülü hikayelerine de yer veriyor. Özellikle Formula 1’in efsanevi yarışları, unutulmaz anları ve dramatik şampiyonlukları üzerine yaptığı araştırmalar, içeriklerine derinlik katıyor. McLaren hayranı olması, onun bu spora duyduğu tutkuyu daha da belirgin hale getiriyor. Takımın geçmiş zaferlerini ve bugünkü mücadelesini takip ederken, aynı zamanda gelecekteki başarılara dair umutlarını her fırsatta dile getiriyor.Can’ın tutkusu sadece pistlerle sınırlı değil. Oyun dünyası da onun vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Özellikle Witcher serisine olan ilgisi, hem hikâye anlatımı hem de oyun dünyasının büyüleyici atmosferine olan hayranlığını yansıtıyor. Boş zamanlarında kendini Witcher’ın karanlık ve etkileyici dünyasında bulmak, onun için bir hobi değil, adeta bir yaşam biçimi. Bu oyun, Can’ın hayal gücünü ve yaratıcılığını besleyen önemli bir kaynak haline gelmiş durumda.Motor sporları ve oyun dünyası hakkındaki derin bilgi birikimi, Can Emre’yi içerik üretiminde bir adım öne taşıyor. Hem profesyonel kariyerinde hem de kişisel hayatında tutkularını başarıyla birleştirerek, yazılarında okuyucularına hem bilgi hem de keyif sunmayı amaçlıyor.İstanbul Üniversitesi’ndeki eğitimiyle beraber dijital medya dünyasına olan ilgisini artıran Can, yeni platformlar keşfetmeye ve daha geniş kitlelere ulaşmaya devam ediyor. McLaren sevgisiyle Formula 1 dünyasında, Witcher tutkusu ile oyun dünyasında kendine özgü bir yer edinmiş olan Can Emre, genç yaşına rağmen bu iki alanda da etkileyici bir iz bırakmayı sürdürüyor. İlerleyen yıllarda, hem motor sporları hem de oyun dünyasında daha büyük projelere imza atması ve adından sıkça söz ettirmesi bekleniyor.
Bir Yorum Bırak