Türkiye’de Oyun Bağımlılığı Ciddi Oranda Yükseldi!

Can Emre
2 okuma süresi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, oyun bağımlılığı konusunu değerlendirdi.

Üniversite tarafından yapılan açıklamada, Tarhan’ın dijital oyun bağımlılığının özellikle salgın döneminden sonra önemli ölçüde arttığına dikkat çektiği belirtildi.

Türkiye’de Oyun Bağımlılığı

Tarhan, salgın döneminde insanların içe kapanıp evde yalnız kaldığını ifade ederek, bu dönemde oyunlara olan ilginin arttığını söyledi. Yapılan araştırmalara göre, bağımlılık tanısı alan kişilerde salgın döneminde yüzde 50’ye varan bir artış olduğuna vurgu yaptı.

Sadece oyun kullanımındaki artışın değil, aynı zamanda bağımlılık tanısının da arttığını belirten Tarhan, “Salgın sona erdikten sonra normalleşmesi gereken bir durum var ama ne yazık ki normalleşmiyor. Şu anda bir bağımlılık türü olarak literatüre girdi. Özellikle çocuklar ve gençler arasında daha sık görülüyor.” dedi.

Tarhan, oyun bağımlılığının artmasının sebeplerinden birinin oyunlara kolay ulaşılabilirlik ve evde rahat bir ortamda enerji gerektirmeyen oyunların tercih edilmesi olduğunu ifade etti. Oyunların çoğunun grup oyunları veya strateji oyunları olduğuna dikkat çekti.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yaptığı istatistiklere göre, 6-15 yaş arasındaki çocuklarda oyun bağımlılığında yüzde 66’lık bir artış yaşandığını belirten Tarhan, bu durumu kendi klinik deneyimleriyle de doğruladıklarını söyledi.

TÜİK Verileri Açıkladı!

Tarhan, çocuk psikiyatristi vakalarında ekran maruziyetinin sıkça karşılaşılan bir durum olduğunu ve çocuklara ne kadar zamanlarını ekran başında geçirdiklerini sorduklarını ifade etti.

Çocuklarda bağımlılığın zamanı planlı kullanmayanlarda daha sık görüldüğünü belirten Tarhan, süresiz ve rastgele oyun oynayan çocuklarda bağımlılığın daha yaygın olduğunu vurguladı.

Ayrıca, yapılan araştırmalarda oyun konsollarının genellikle varlıklı ailelerde tercih edildiğini, orta ve düşük gelirli ailelerin ise daha çok akıllı telefonları tercih ettiğini söyleyen Tarhan, bağımlı çocuklarda ebeveynlerle zaman geçirmemenin daha belirgin olduğunu, hatta bu çocukların odalarından dışarı çıkmadığını belirtti.

Tarhan, Kore’de oyun bağımlılığı sonucu kalp krizinden ölen vakaların varlığını hatırlatarak, “Oyun bağımlılığı beyindeki ödül ceza sistemini bozuyor. Bir oyun dememek lazım. Dikkate alınmadığında çocuk başka şeylerden haz almamaya başlıyor. Şu anda bağımlılara ‘Ödül yetmezliği sendromu’ deniyor. Beyin ödüle doymuyor bu kişilerde.” şeklinde değerlendirmede bulundu.

Güncel teknoloji haberlerine anında ulaşabilmek için bizleri TwitterInstagram ve Telegram üzerinden takip etmeyi unutmayın!

Bu yazıyı paylaş
2002 yılında Balıkesir’de dünyaya gelen Can Emre, çocukluk yıllarından itibaren motor sporlarına ve oyun dünyasına olan tutkusuyla tanınan bir isimdir. Henüz 10 yaşındayken televizyonda izlediği bir Formula 1 yarışı, onun için sadece bir sporun değil, aynı zamanda bir yaşam tarzının başlangıcı oldu. McLaren takımının cesur hamleleri ve pistlerdeki tarihi zaferleri, Can’ın gönlünde ayrı bir yer edindi. Formula 1 dünyasına olan ilgisi giderek bir tutkuya dönüştü ve bu tutku, kariyer planlarını şekillendiren önemli bir etken haline geldi.Can, eğitim hayatına Balıkesir’de başlayıp, lise yıllarının ardından İstanbul Üniversitesi’nde Yeni Medya bölümüne kabul edildi. Üniversite yılları, onun dijital dünyanın dinamiklerini daha iyi anlamasına ve medya sektöründe sağlam bir temel oluşturmasına olanak sağladı. Aynı zamanda akademik bilgilerini, motor sporları ve oyun içerikleri üretiminde uygulayarak kariyerinde yeni bir döneme adım attı.Gazetecilik stajıyla profesyonel hayata adım atan Can Emre, kısa sürede motor sporları ve dijital içerik üretimi konularında yetkin bir isim haline geldi. Çeşitli motor sporları platformlarında yazdığı makaleler ve analizlerle, takipçilerine hem teknik hem de eğlenceli bir bakış açısı sundu. Yarış analizleri, tarihi geri dönüşler, sürücü profilleri ve pist incelemeleri gibi geniş bir yelpazede içerik üreterek okuyucularının Formula 1’e olan ilgisini artırmayı başardı. Bunun yanı sıra motor sporlarına dair yaptığı röportajlar, sektördeki farklı sesleri duyurmayı ve bu dünyaya olan sevgisini daha da pekiştirdi.Can Emre, yazılarında yalnızca teknik analizlere değil, aynı zamanda bu sporun büyülü hikayelerine de yer veriyor. Özellikle Formula 1’in efsanevi yarışları, unutulmaz anları ve dramatik şampiyonlukları üzerine yaptığı araştırmalar, içeriklerine derinlik katıyor. McLaren hayranı olması, onun bu spora duyduğu tutkuyu daha da belirgin hale getiriyor. Takımın geçmiş zaferlerini ve bugünkü mücadelesini takip ederken, aynı zamanda gelecekteki başarılara dair umutlarını her fırsatta dile getiriyor.Can’ın tutkusu sadece pistlerle sınırlı değil. Oyun dünyası da onun vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Özellikle Witcher serisine olan ilgisi, hem hikâye anlatımı hem de oyun dünyasının büyüleyici atmosferine olan hayranlığını yansıtıyor. Boş zamanlarında kendini Witcher’ın karanlık ve etkileyici dünyasında bulmak, onun için bir hobi değil, adeta bir yaşam biçimi. Bu oyun, Can’ın hayal gücünü ve yaratıcılığını besleyen önemli bir kaynak haline gelmiş durumda.Motor sporları ve oyun dünyası hakkındaki derin bilgi birikimi, Can Emre’yi içerik üretiminde bir adım öne taşıyor. Hem profesyonel kariyerinde hem de kişisel hayatında tutkularını başarıyla birleştirerek, yazılarında okuyucularına hem bilgi hem de keyif sunmayı amaçlıyor.İstanbul Üniversitesi’ndeki eğitimiyle beraber dijital medya dünyasına olan ilgisini artıran Can, yeni platformlar keşfetmeye ve daha geniş kitlelere ulaşmaya devam ediyor. McLaren sevgisiyle Formula 1 dünyasında, Witcher tutkusu ile oyun dünyasında kendine özgü bir yer edinmiş olan Can Emre, genç yaşına rağmen bu iki alanda da etkileyici bir iz bırakmayı sürdürüyor. İlerleyen yıllarda, hem motor sporları hem de oyun dünyasında daha büyük projelere imza atması ve adından sıkça söz ettirmesi bekleniyor.
Bir Yorum Bırak